Hele bir de bu ünlüler erken yaşta hayata veda etmişlerse…
İşte şimdi tam da böyle bir ünlünün öyküsünü anlatacağız şimdi size…
Türkiye Güzeli seçildikten sonra hayatı değişen, sonra sinemaya adım atıp nice filmde oynayan bir dönemin yıldızı bu.
Yaşadığı nice parlak günlere rağmen hayata vedası çok erken çok da trajik oldu bu ünlünün.
Bu öyküsünü anlatacağımız kişi güzelliğiyle ama en çok da insanın içine işleyen bakışlarıyla tanınan bir Yeşilçam ünlüsü.
Oynadığı filmler, söylediği şarkılar bir yana kısacık hayatı öylesine yürek burkan bir şekilde bitti ki sadece bu yüzden bile onu unutmak mümkün değil.

KARİYERİNDE GERÇEK ADINI KULLANMADI
Emine Özatmaca bu anlattığımız kişi…
Ama elbette onu bu isimle andığımız zaman kimse kim olduğunu bilemeyecek büyük olasılıkla. Oysa kısacık zamanda parladığı sinemada nice filmiyle beyazperdeden seyircisine seslendi.
Ünlüler dünyasında çok yaygın olan bir şekilde gerçek adıyla değil, kariyerinde kullandığı adıyla tanındı bu ünlü.
Mine Mutlu dediğimiz zaman zaten herkes kimden söz ettiğimizi anlayacaktır zaten.

ORTAOKUL YILLARINDA ÇALIŞMAYA BAŞLADI
Onun hayat hikayesi. 1948 yılında Isparta’ta başladı. Çocukluğunun çok da rahat geçtiğini söyleyemeyiz.
Çünkü ortaokul öğrencisiyken derslerden arta kalan zamanlarında bir kuru temizleyicide çalıştı. Amacı da ailesine ekonomik açıdan katkıda bulunmaktı.
Mine Mutlu, ortaokulu bitirdi ama aynı dönemde annesiyle babası boşandı. Annesi, çocuklarını da alıp yeni bir hayat için İstanbul’a taşındı.
Annesi, iki erkek kardeşi ve anneannesi için bir yaşam savaşı başladı. Yanlarında getirdikleri para yetmeyeceği için Mine Mutlu, genç yaşında Tapu Kadastro’da çalışmaya başladı.
Artık ailesinin geçiminden o sorumluydu.
Oradaki çalışma hayatının ardından bu kez de Devlet Su İşleri’nde çalışmaya başladı.

GÜZELLİK YARIŞMASINDA BİRİNCİ SEÇİLDİ
Ama 1965 yılında Perde Dergisi’nin açtığı güzellik yarışmasına katılması onun hayatını değiştiren dönüm noktası oldu. O yarışmadan birincilikle çıktı.
O andan itibaren de hayatındaki değişim başladı. Çünkü aldığı bu unvan sayesinde önünde sinema düyasının kapıları açıldı.
Ben Bir Kanun Kaçağıyım adlı filmde kamera karşısına geçti: Ama sinema istediği gibi yürümeyince sekreter olarak çalışmaya başladı.
Ama sinemacıların dikkatini çekmişti bir kere.

TÜRKAN ŞORAY’A BENZERLİĞİ ŞANSINI ARTIRDI
Özellikle de iri gözleri ve gülüşüyle dönemin en büyük yıldızı Türkan Şoray’a benzetilmesi onun sinemadaki şansını da artırdı.
Sonra istediği gibi sinema kariyeri yapmaya başladı. Birçok filmde kamera karşısına geçti ama talihinin döndüğü yapım Cüneyt Arkın ile birlikte oynadığı Alageyik oldu.
Süreyya Duru’nun yönettiği film büyük ilgi gördü, gişede de hatırı sayılır bir başarı elde etti.
Ondan sonra 1973 yılına kadar Sadri alışık, Zeki Müren, Bülent Ersoy, Ahmet Mekin, İzzet Günay, Kartal Tibet, Kemal Sunal gibi dönemin en ünlü isimleriyle başrol paylaştı.
Mutlu, 70’lerin ikinci yarısında Türk sinemasını saran cinsel içerikli filmler furyasına kapıldı bir süre. Ama sonra sinemadan uzaklaştı. 1980 yılına gelindiğinde bu kez sahne deneyimi yaşadı.

ÖZEL HAYATINDA DA HAK ETTİĞİ MUTLULUĞU BULAMADI
En son Bülent Ersoy ile kamera karşısına geçtiği Beddua filminin ardından sinema defteri onun için kapandı.
Mine Mutlu çok da mutlu bir özel hayat yaşamadı. 1978 yılında iş insanı Ünal Çulha ile evlendi, ama bir yıl sonra boşandılar.
Geçen bir sürenin ardından birlikteliklerine bir şans daha verme kararı aldılar. O süreçte de iki tane çocukları oldu.
Aslında Mine Mutlu, biri kız diğeri erkek iki çocuğunun büyüdüğünü görmek istiyordu. Ama o da olmadı. Kansere yakalandı… İki yılı aşkın süre hastalığına direndi ama 18 Eylül 1990’da hayata veda etti.

“İki evladım gözümün önünden gitmiyor” diyen Mutlu, kendi ölümünden çok onların üzülmesinden korkuyordu… Ama iki evladını büyütme konusundaki hayalleri de yarım kaldı. Kısacık hayat öyküsü sona erdiğinde henüz 42 yaşındaydı.
Kaynak: Hürriyet